3 ay boyunca sadece 33 parça kıyafetle yaşamak kulağa nasıl geliyor? “333 Projesi” bizden tam da bunu yapmamızı bekleyen minimalist bir başkaldırı hareketi.
Neye karşı peki bu başkaldırı?
Sürekli yeni şeyler satın almamızı sağlayan kalıplaşmış bir düzene karşı. Yani; tamam, modayı seviyor olabiliriz ama ortaya atılan her yeni akıma uymak da bütçemizi ve hayatımızı fena halde zorlayabilir gibi. Elbette satın alınması gerekenler alınmalı ancak bu gereklilik, genellikle kim tarafından belirleniyor sence? Bizim tarafımızdan değil çoğu zaman. İçinde yaşadığımız toplum, dünya, düzen tarafından belirleniyor; neleri satın almamız gerektiği ve her sene nasıl giyinmemiz gerektiği.
Sürekli tüketerek, satın alarak kendimizi içinden bir türlü çıkamayacağımız bir girdabın içine sürüklüyoruz aslında. Biz satın aldıkça, gardıroplarımız bize yetmemeye başlıyor ve öte yandan kredi kartı borçlarımız kabarıyor. Bunun sonucunda daha büyük bir gardırop almak istiyoruz. Daha büyük bir gardırop kredi kartımıza bir borç hanesi daha eklemek demek oluyor.
Sonra? Aldığımız büyük gardırop, içinde yaşadığımız eve büyük gelince, bu sefer daha büyük bir eve çıkma ihtiyacı duyuyoruz. Bu sırada biriken borçlarımız yüzünden kendi zamanımızdan çalıp fazla mesai, ek iş gibi yükleri sırtlanıyoruz. Sonra bir bakmışız ki üzerimizde son moda çeşit çeşit kıyafetlerle hayatın kıyısından yürüyüp geçiyoruz.
Kendimiz için yapmak istediklerimiz, hayallerimiz, hobilerimiz, tatiller… her şey çok daha zor gözüküyor bize. Ve tüm bunların arasında en büyük sorunumuz vakitsizlik oluyor. Çocuklarımızla 30 dakika oyun oynamaya üşeniyor, bunun için vakitsiz oluyoruz. Sonra da ağzımızda “hayat çok zor!” lafıyla ömrümüzü geçiriyoruz.
Oysa hayat özünde gerçekten basittir; eğer üstün çabalarımızla onu zorlaştırmazsak.
İşin özünde paramızı, başkalarının bizim için planlayıp sunduğu yapay ihtiyaçlara değil, kendi ihtiyaçlarımıza göre harcamayı öğrenmemiz lazım. Kendi ihtiyaçlarımızı keşfetmek içinse farkındalıkla yaşamamız lazım.
İşte “333 Projesi” bize bu farkındalığı kazandıracak ve hayatın özünde ne kadar basit olduğunu yeniden keşfetmemizi sağlayacak bir uygulama. Daha basit ve dolayısıyla mutlu bir yaşam için bir çeşit uygulamalı alıştırma gibi. Bu hareketi ilk duyduğum zaman, o kadar heyecanlanmıştım ki bir an önce ayarlamalarımı yapıp uygulamaya geçmek için can atıyordum. Çünkü tam da denemek istediğim bir şeydi bu.
Sanma ki buradaki asıl amaç, bütçeni korumak. Buradaki asıl amaç, üzerine giydiğin kıyafetlerden bağımsız olarak kendi değerini anlamak, aslında ne kadar az ile mutlu olabileceğini fark etmek, kendi giyim zevkini yeniden tanımlamak, kendini tanımak ve bunun sonucunda kullanmayacağın parçalar satın almanı engellemek.
Tüm bunların dışında bir sürü başka faydası da var elbet. Bu konuyla ilgili detaylı yazılara www.basitvemutluyasam.com adresinden de ulaşabilirsin.
Genel olarak nasıl bir uygulama olacak bu? Aşağıda “333 Projesi” hakkında temel bilgileri sıraladım. Hemen başlamayı düşünmesen bile, bir göz atabilirsin.
“333 Projesi”
Süre: Herhangi bir ardışık 3 ay (genel olarak mevsim başlangıçları ideal).
Neleri kapsıyor: Seçilen 33 parçanın içine kıyafet, aksesuar, ayakkabı ve takılar dahil olacak. Yani bir kolye, bir parça sayılacak ya da bir çift ayakkabı bir parça sayılacak.
Neleri kapsamıyor: 33 parçanın içine alyans (ya da sürekli taktığınız bir takı), uyku kıyafetleri, ev kıyafetleri ve spor yaparken giydiğiniz antrenman kıyafetleri dahil edilmeyecek.
Uygulama: Giyeceğin 33 parçayı seçip, gardırobunda ön saflara yerleştirdikten sonra, kalanların hepsini göz önünde olmayan bir yere kaldırıyorsun. Çünkü kanımca, sürekli göz önünde olması aklımızı çelebilir. Yani seçtiklerimiz dışındakileri bir kutuya ya da hurca koyup, dolapların birine kaldırabiliriz. Önemli nokta, göz önünde olmaması. Üstelik sade bir gardırobun keyfine ancak bu şekilde varabiliriz.
Unutmamalısın ki seçtiğin 33 parça kıyafet ile günlük hayatında, iş hayatında ve eğlence hayatında kullanabileceğin bir gardırop yaratacaksın. Bu iş özünde, kendine eziyet etme amaçlı bir şey değil; eğer bu süreç içinde seçtiklerinden sana uymayan olursa (kilo alma, verme sebepleriyle ya da mevsimsel değişiklikler dolayısıyla) ya da kötü duruma gelen kıyafetlerin olursa (yırtılma, çıkmayan leke gibi) onların yerine başka yeni parçalar seçebilirsin.
Fikrin orijinaline www.bemorewithless.com adresinden ulaşabilirsiniz.
Selen Baranoğlu
İnstagram da yazmıştım, yazıyı okuyunca burada da paylaşmak istedim. Yaklaşık 2 sene önce (aslında kızımın doğumundan sonra) daha basit yaşamak istediğimi ve bunun beni daha çok mutlu ettiğini farkettim. Az eşya, az kıyafet, az oyuncak, az tabak çanak. Yani yeteri kadar.. O dönemde taşınma durumumuz ortaya çıktı. Taşınma öncesi herşeyi döktüm. Giymediğim ama bir gün giyerim dediğim, gönül bağı kurduğumu! sandığım herşeyi ayırdım ve ihtiyaç sahiplerine dağıttım. Elimde kalanlar aslında dönüp dolaşıp hep giydiklerimdi. Bunu baz alarak elimde kalanlar ve ihtiyacım olduğunu düşündüklerim ile yeni bir gardırobum oldu. Ben ihtiyaç durumunu haftalık olarak belirledim. Yani sayım 1 hafta yetecek kıyafet sayısı. Daha sık değiştirildiği için yazın 7 tshirt, 3 şort, 1 terlik, 1 ayakkabı. Kışın 3-4 kazak, tshirt üstüne giyilecek 2 hırka ve 2 gömlek. Dönüp baktığım da hepsi genel olarak aynı. Tshirtler hep beyaz, kazaklar siyah gibi.. Sanırım kapsül gardırop durumuna da geçiş yapmışım. Aynı şeyi çocuğum için de uyguluyorum. Onun için daha fazla yedekli gitsem de yine de baz aldığım haftalık sayı. Bir sonraki çamaşır yıkama gününe kadar yetecek kıyafet.
Aynı şeyi eşyalara da uyguladım. Neye gerçekten ihtiyacımız var? Bize ne yeter? Kalıplaşmış bazı durumlarımız var bizim toplum olarak, evinde ev halkının hiç kullanmadığı ‘misafir odaları’ ile büyüyen insanlarız. Benim kriterim ‘biz’ eşim, çocuğum, ben neye ihtiyaç duyuyoruz. Biz küçük bir köşe koltuk ile tüm oturma ihtiyacımızı karşılıyoruz, o zaman tamamız gibi…
Yine de daha çok yolum var diye düşünüyorum o istediğim sadeliğe kafa olarak ulaşmak için..
Bloğunuzu merakla okuyacağım. 333 projesine de katılacağım.
Sevgiler
Seda
Sevgili Seda,
Geç dönebildim ama döndüm:) Harikasın. Bu şekilde yaşamı en çok farkındalıkla yaşamamızı sağladığı için seviyorum. Ne kadar fazla satın aldığımızı, gereksiz eşyalarımızı, sahte ihtiyaçlarımızı… Bu farkındalık bana müthiş bir huzur veriyor, hayatımı kendi önceliklerime göre yaşıyorum (en azından emek veriyorum bunun için). Bu da beni mutlu yapıyor. Bloguma bakman çok mutlu eder beni. 1Ekim’de 33 parçaya başlıyoruz o zaman. #333kapsul #basitvemutluyasam olarak taglemeyi unutma:)
Merhaba Yeniden,
Dün instagram hesabınızdaki paylaşımda da yazmıştım.
Böyle bir etkinliğe gerek duyulabileceğinin farkında bile değildim 🙂
Kaç parçadır sezonluk giydiklerim bilmiyorum ama 30-40 arası toplam parçadır diye tahmin ettim açıkçası. Ayakkabıları ve çantaları değiştirmeyi sevmem. genelde aynı giyinirim 🙂 Kılık kıyafete pek takılmadığım ve alışverişi sevmediğim için bana zor gelmedi bu etkinlik ama kardeşim gibi her gün bambaşka bir koleksiyonla sokağa adım atanlar için 333 de yetmeyebilir 🙂 Şaka bir yana, elbette ki bu herkesin kendi tercihi ve önceliği ama bazen gerçekten abartıldığını da düşünüyorum. Sadeleşmek en güzeli 🙂
Merhaba Esra, süpersin. Bence de sadelik en iyisi. Elbette zevkler farklıdır ama sadelik herkese iyi gelir, basit yaşamak da… Bloga da göz atmanı isterim, aynı şeyleri düşünmek çok güzel. Sevgiler.